BANKA VEYA KREDİ KARTINI KÖTÜYE KULLANMA SUÇU 


Günümüz piyasasında para döngüsü yerine kişilerin ticari yaşamları hatta günlük yaşamları banka kartları veya kredi kartları ile sürmektedir. Kredi ve banka kartlarının pek çok avantajının olmasının yanı sıra güvenlik açısından birçok riski de beraberinde getirmektedir. Kişilerin elektronik ortamda alışveriş yaparken, para transferinde bulunurken ya da avans çekerken en az risk ve maksimum güvenle işlem yapabilmeleri için banka ve finans kuruluşları sıkı güvenlik önlemleri almaktadır. 

Ne var ki alınan önlemler, diğer suç tiplerinde de olduğu gibi suç işleme potansiyeline sahip kişileri durdurmaya yetmemektedir. Bu nedenle kanunlarla banka veya kredi kartlarına yönelik bazı eylemler yaptırım altına alınmış, hem ceza hem tazminat hukuku alanında çeşitli düzenlemelere gidilmiştir. Türk Ceza Kanunu’muzun 245. maddesinde düzenlenen Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması suçu da bu düzenlemelerden biridir. 


KANUN DÜZENLEMESİ


TCK’nın 245. maddesi, kredi veya banka kartlarının kötüye kullanılmasını 3 fıkra halinde yaptırım altına almıştır. 

İlk fıkrada banka veya kredi kartını kötüye kullanmak suçu düzenlenmiş ve bu suç için “gerçek” kartlar ile “sahte” kartlar arasında bir ayrıma gidilmiştir. Bu yazımızda gerçek banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu incelenecektir. 

Buna göre başkasına ait bir banka veya kredi kartını ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.


İlk fıkra incelendiğinde herkesin bu suçun faili olabileceği, kişinin kendisine has durumların suçun nitelikli bir hal almasına etki etmeyeceği görülmektedir. Herkes bu suçun faili olabilmektedir. Yalnız fail ile mağdur arasında akrabalık ilişkisinin olması hali istisnadır. 

Suçun mağduru olmak için banka veya kredi kartının “hamili” yani taşıyıcısı olmak şarttır. Banka veya kredi kartının mülkiyeti ise hukuk doktrininde kabul gördüğü üzere bankadadır. [3]

Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçunun sabit olması için failin 2 ayrı harekette bulunması gerekir. Hem bir banka veya kredi kartını ele geçirmiş ya da elinde bulundurmuş, hem de ele geçirdiği veya elinde bulundurduğu kartın kullanılmasından kendisine ya da başkasına yarar sağlamış olması gerekir. 


KART BİLGİLERİNE DİKKAT 


  • Kartın fiziki olarak ele geçirilmeksizin “kart bilgilerinin” kullanılması yeterli midir? 
Yargıtay bir kararında [1], müdahil telefonla arayıp bir bankadan aradığını ve banka görevlisi olduğunu, kredi kartından çekilen kart ücretinin iadesi için kart bilgilerinin gerektiğini söyleyen ve müdahilden bu şekilde temin ettiği kart numarası, son kullanma tarihi ve güvenlik numarası bilgilerini mail border sistemini kullanarak bir mağazadan alışveriş yapan sanığın eyleminin bir bütün olarak TCK’nın 245/1. maddesinde düzenlenen banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunu oluşturduğu belirtmiştir. 

Kartı kullanılabilir kılan varlığı değil, bilgileridir. Sonuçta kart bilgilerinin ele geçirilmiş olması ve bu sayede yarar sağlanmış olması da bu suçun oluşması için yeterlidir. 

Kartın ne suretle ele geçirildiği de yine suçun oluşması açısından önemli değildir. Hırsızlık, gasp, yağma gibi hukuka aykırı yollarla kart ele geçirileceği gibi hukuka uygun yollarla da temin edilmiş olabilir. 

Yargıtay Ceza Genel Kurulu failin hırsızlık, gasp, yağma gibi suçları işleyerek banka veya kredi kartını ele geçirmesi durumunda, failin her bir suçtan dolayı ayrı ayrı cezalandırılacağına hükmetmiştir. [2]


Bir diğer önemli husus failin bu suçu “kendisine ya da bir başkasına yarar sağlama” kastıyla işlemiş olmasının gerektiğidir.


Kanun maddesinde “rızası olmaksızın” ibaresi geçtiğinden mağdurun rızası bu suç tipi hukuka uygunluk sebebi değildir. Zira kanun koyucu suçun tanımını yaparken rızanın olmamasını hususunu zaten suçun unsurlarından biri olarak görmüştür. 


AKRABALARA DAHA AZ CEZA


TCK’nın 245. maddesi 4. fıkrasında bu suça özgü şahsi cezasızlık sebebini düzenlemiştir. Düzenlemeye göre suçun;


  1. Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,
  2. Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın,
  3. Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin, zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.
Gerçekte suç, bu ilişkilerin sağladığı güven ilişkisinden yararlanmak suretiyle işlendiği zaman daha fazla haksızlık ve daha yoğun bir kusur içeriğine sahiptir.  Yine de bu tür fiillerin aile içerisinde mazur görülebilecek ya da giderilebilecek zararlar olmasından dolayı aile içi barışın korunması amaçlanmış ve cezaya hükmolunmayacağı belirtilmiştir. [3]

Önemle belirtilmelidir ki 245/4’te düzenlenen hal, şahsi cezasızlık sebebidir ve örneğin suçun başkaca faillerle birlikte işlenmesi halinde bu akrabalık ilişkisine dahil olmayan failler cezadan kurtulamayacaktır. 


ETKİN PİŞMANLIK MÜMKÜN 


TCK’nın 245. maddesi 5. fıkrada banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu için etkin pişmanlığa yer vermiştir. Düzenlemeye göre bu suçla ilgili olarak malvarlığına karşı suçlara ilişkin etkin pişmanlık hükümleri uygulanacaktır. 

Malvarlığına ilişkin suçlarda etkin pişmanlık ise kovuşturma başlamadan önce failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararın tamamını tazmin etmesidir. Bu halde verilecek ceza üçte ikiye kadar indirilir. 

Kovuşturma başladıktan sonra etkin pişmanlıktan yararlanılması halinde ise ceza yarısı oranında indirilir. 


KART ELE GEÇİRİLMİŞ, KULLANILMIŞ ANCAK YARAR SAĞLANAMAMIŞSA NE OLUR?


Fail kartı ele geçirmiş hatta kullanmış ancak herhangi bir yarar sağlamamışsa suç teşebbüs aşamasında kalmış demektir. Bu halde failin cezası dörtte birinden dörtte üçüne kadar indirilir. 

Yine fail yarar sağlayacağı aşamaya kadar bu suçtan “gönüllü olarak vazgeçebilir.” Failin gönüllü olarak vazgeçmesi halinde, o ana kadar gerçekleştirdiği eylemler suç oluşturmuşsa örneğin hırsızlık sonucu kartı ele geçirmişse, bu eylemlerinden sorumlu olur. 

Siz de banka veya kredi kartınızın ya da kart bilgilerinizin izinsiz ele geçirildiğini ve zarara uğratıldığınızı düşüyorsanız bizimle buradan iletişime geçebilirsiniz. 

Sağlıklı günler dileriz. 

#ankara avukat    #ceza hukuku    #tazminat



[1] Yargıtay 8. CD 2012/1116 E. 2012/20386 K. 13.06.2012 T.
[2] Yargıtay CGK 2010/11-17 E. 2010/65 K. 30.03.2012 T.
[3] Gönül ALTUN, Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu