VERGİ MÜKELLEFİNİN REDDİ MİRAS HAKKI 


Hukuki ve ekonomik durumunu daha kötü hale getirebilecek, vergisel yükü getirisinden daha fazla olacak bir mirası kabul etmemek, vergi hukuku bakımından vergi yükümlüsüne tanınmış yasal bir haktır.


MİRASIN REDDİ NEDİR?


Ölüm, doğal bir olay olmakla birlikte, hukuk düzenlerinde bazı sonuçlara bağlanmış olması nedeniyle de hukuki bir nitelik taşımaktadır.

Ölümüyle miras bırakanın tüm haklarının, alacak ve borçlarının kendiliğinden mirasçıya geçmesi, her zaman olumlu sonuçlar doğurmayabilir. Miras bırakanın borçlarının mal varlığından fazla olması, malvarlığının borçlarını karşılayamaması gibi haller gündeme gelebilir.

Bu gibi durumlarda, mirasçının mirası reddetme hakkı bulunmakta olup buna "reddi miras", “mirasın reddi” veya "mirasın kabul edilmemesi" denilmektedir.

Mirasın reddi, terekeye dahil olan alacak ve borçlarının tamamının reddi demektir. Bir diğer deyişle, mirasçıya mirasçılık sıfatını kabul etmeme olanağı vermektedir.

Mirasın reddi süresi Medeni Kanuna göre mirasçıların ölüm olayını öğrenmelerinden itibaren 3 aydır.

3 Aylık ret süresinin kesilmesi ya da durdurulması söz konusu değildir. Ancak bu sürenin uzatılması yönünde mirasçının talebi olması halinde sulh hakimi, yasal ve atanmış mirasçılara tanınmış olan red süresini uzatabilir veya yeni bir süre tanıyabilmektedir.

Red beyanının belirtilen süreler içinde yazılı ya da sözlü olarak Sulh Mahkemesi’ne ulaştırılmış olması gerekmektedir.


KİMLER MİRASI REDDEDEBİLİR? 


Medeni Kanun’a göre “yasal mirasçılar” ve “atanmış mirasçılar” mirası reddetme hakkına sahiptir.

Yasal mirasçılar; “miras bırakanın ölümüyle beraber, miras hakkına sahip olan kan hısımları, miras bırakanın eşi, evlatlığı ve devlet” olarak tanımlanırken; atanmış  mirasçılar ise “ölüme bağlı bir tasarrufla, kişinin mirasın tamamı ya da belirli bir kısmını atadığı mirasçılar” olarak tanımlanmaktadır. 

Miras bırakanın mal varlığını aşan vergi borcundan kaçınmak isteyen mirasçılar da TMK’nın 605. maddesi ve diğer maddelerine dayanarak mirası reddetme hakkına sahiptir. 

Mirasın reddiyle, terekenin tasarruf edilebilir kısmının hesaplanmasında, mirası reddeden mirasçılar, miras bırakandan önce ölmüş gibi kabul edilerek paylaşmada dikkate alınmamaktadır.


Böylece mirasçılar; vergi borçları ve mükellef sıfatının kapsadığı ödevlerini yerine getirme yükümlülüğünden kurtulabilmektedirler.


VERGİ HUKUKUNDA MİRASIN REDDİ 


Vergi hukukuna göre "reddi miras" mirasçılar açısından aynı zamanda bir mükellef hakkıdır. 

Hukuki ve ekonomik durumunu daha kötü hale getirebilecek, vergisel yükü getirisinden daha fazla olacak bir mirası kabul etmemek, vergi hukuku bakımından vergi yükümlüsüne tanınmış yasal bir haktır.


MİRASÇILAR ÖLÜMÜ VERGİ DAİRESİNE BİLDİRMEKLE YÜKÜMLÜDÜR.


Vergi Hukuku nazarında  ölüm “işi bırakma”  olarak değerlendirilir. Vergi Usul Kanunu’nun 164. maddesi ölümü, işi bırakma hükmünde görmektedir. İlgili maddeye göre ölümün mükellefin mirası reddetmemiş mirasçıları tarafından vergi dairesine bildirilmesi gerekmektedir. 

Miras bırakanın ölümüyle, mirasını reddetmemiş olan mirasçılara geçen ödevlerin (ölüm halinin vergi dairesine bildirilmesi ve vergi beyannamesi verilmesi) yerine getirilme süresi 4 aydır.

Mirasçılardan herhangi birinin miras bırakanın ölümünü bildirmesi, diğer mirasçıları bu ödevden kurtarmaktadır.


MÜKELLEFİN REDDİ MİRAS HAKKI


Vergi Usul Kanunu’nun 12.,16. ve 164. maddelerindeki hükümlere göre; ölüm halinde mükellefin sağlığında yerine getirmesi gereken tüm vergisel ödevleri, mirası reddetmemiş yasal (kanuni) ve atanmış mirasçılarına geçmektedir. Mirasçılardan her biri  murisin vergi borçlarından miras hisseleri oranında sorumlu olmaktadırlar. 

Bu hallerde vergisel yükü fazla olabilecek bir mirasın kabul ya da reddine karar verilmesi vergi mükellefine tanınan önemli haklardan biridir. 

Önemle belirtilmelidir ki mirasın reddi için tanınan hak düşürücü süre, mirasçıların ölümü öğrenmelerinden itibaren 3 AYDIR. 

Vergi mevzuatına göre ölümün bildirilmesi ile beyanname verilmesi süresi ise ölüm olayından itibaren 4 aydır. 


ÖLÜM HALİNDE VERGİ CEZALARI SİLİNMEKTEDİR. 


VUK’un 372. maddesine göre, evrensel bir hukuk kuralı olan cezaların kişiselliği ilkesinin doğal bir sonucu olarak ölüm halinde vergi cezası düşmektedir.

Mükellefe yönelik kesilmiş ya da tahakkuk etmiş usulsüzlük, özel usulsüzlük, idari para cezaları ya da vergi ziyaı (tek kat veya üç kat) gibi cezalar, mükellefin ölümü halinde silinmektedir.

Ancak gecikme faizi ve zammının ceza kapsamına girmememesi nedeniyle mirasçılar, mirastaki payları oranında hesaplanacak gecikme zammı ve faizden sorumlu tutulmaktadır.

Bu hallerde mirasın reddi, mükellef mirasçılar açısından alternatif bir yol olarak kullanılabilmektedir. 

Mükellefin mirası red hakkı ile ilgili detaylı bilgi ve hukuki yardım için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Sağlıklı günler dileriz. 


#ankara avukat    #vergi hukuku   #hukuki danışmanlık