YARGITAY KARARLARI
DOĞRULTUSUNDA BELGEDE SAHTECİLİK
SUÇLARI
Belgede sahtecilik, Türk Ceza
Kanunu’nun “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü kısmının “Kamu Güvenliğine
Karşı Suçlar” isimli dördüncü bölümünde, 204 ile 212nci maddeleri arasında düzenlenmektedir.
Belgede sahtecilik suçlarının
konusu “belge”dir. Türk Ceza Kanunu’nda yerini bulan belgede sahtecilik
suçundan bahsedebilmek için; sahte olarak düzenlenen, başkalarını aldatacak
şekilde değiştirilen, kullanılan, bozulan, yok edilen veya gizlenen bir
belgenin bulunması gerekmektedir.
SUÇUN KONUSU: BELGE
Hukuk terminolojisinde belgeyi “hukuken hüküm ifade eden ve bir hakkın doğmasına, hukuksal ilişkinin veya bir
olayın, olgunun kanıtlanmasına yarayan yazı” şeklinde tarif edebiliriz.[1]
5237 sayılı TCK’nın yürürlüğe
girmesinden önce yalnız yazılı kağıt niteliğinde sayılan şeylerin “belge”
niteliğinde olduğu kabul edilirken, anılı kanunun yürürlüğe girmesiyle, bazı
durumlarda belgenin varlığının kabulü için yazının kağıt üzerine bulunması şartı
aranmamaya başlamıştır.[2] Örneğin kimlik kartı, tahtaya yazılmış bir vasiyetname, üzerine motor şase
numaralarının yazıldığı nesne, ceza hukuku açısından belge niteliğindedir.
Belgenin okunabilir olması
arandığı için seslerin kaydedildiği band veya plak, belge niteliğinde değildir.
Sahtecilik suçlarının konusunu
oluşturan belgeden bahsedilmek için nesnenin,
- hukuken anlamı
olan bir içeriğinin bulunması ve
- düzenleyicisinin belli olması, gerekmektedir.
TCK’nın 204üncü maddesinin
gerekçesinde belirtildiği üzere, belgenin altında ad ve imzanın bulunması şart
olmadığı gibi altında ad ve imzanın olması halinde de kişinin gerçek veya
hayali bir kimse olmasının belgenin varlığına bir etkisi bulunmamaktadır.
BELGENİN UNSURLARI