SOSYAL MEDYA YOLUYLA KİŞİLİK HAKLARI İHLALİ ve TAZMİNAT DAVALARI


Teknolojinin gelişmesiyle birlikte günümüzde kitle iletişim araçlarının toplum üzerindeki etkisi geçmişe nazaran çok daha işlevseldir. İnternet ve medya aracılığıyla kişilik hakkı ihlaline sebep olan açıklamalar ve görüntüler çok kısa sürede geniş kitlelere ulaşmaktadır. Böylelikle kişilik hakkı ihlal edilen kişinin mağduriyeti çok daha fazla olmaktadır.[1]


KİŞİLİK HAKKI KAVRAMI

 

Kişilik hakkı, kişilerin bedeni ve maddi bütünlüğüne, menfaat ve ilişkilerine yönelik saldırılardan başkalarının kaçınmasını isteme yetkisi veren bir haktır. Bu hak sayesinde kişiler, başkaları tarafından tanınma, itibar görme ve toplumda güvenle barınma imkanı bulur. 

Kişilik hakkının konusunu oluşturan değerleri maddi ve duygusal değerler şeklinde ayırabiliriz. Kişinin fiziki yani maddi değerleri; kişinin hayatı, beden bütünlüğü, sağlık hakkı, ruh bütünlüğü olarak sayılabilir. Kişinin duygusal değerleri ise kişinin toplumda birlikte yaşadığı kişilerle kurmuş olduğu ilişkiye saygı duyulmasını isteme hakkı ile aile bütünlüğü olarak gösterilebilir. [2]


SOSYAL MEDYADA KİŞİLİK HAKKI İHLALLERİ 


Sosyal medyada kişilik hakkı ihlalleri,

  • Paylaşılan içerik nedeniyle ihlaller,
  • Güvenlik sorunları nedeniyle ihlaller,
  • Bilişim suçları nedeniyle ihlaller, olarak sayılabilir. 

Paylaşılan İçerik Nedeniyle İhlaller


İçerik kavramı, her sosyal medya platformunda sunulan hizmetin niteliğine göre farklılaşabilmektedir. Genel olarak “içerik”, sosyal medya hizmetleri aracılığıyla erişilebilir hale getirilmiş metin, fotoğraf, video, ses klibi, yorum, veri, bilgi, yazılım, grafik olabilir. 

Sosyal medya platformları bilginin serbestçe aktığı, bilgiye herkesin ulaştığı ve kişilerin fikirlerini özgürce ifade ettiği ortamlar olarak karşımıza çıksa da bu hürriyetlerin belli sınırlarının olduğu da bir gerçektir.

Her ne kadar sosyal medya hizmetleri kullanım sözleşmelerinde kişilik hakkına ilişkin kullanım kuralları gereği içerikle ilgili belli sınırlandırmalar ve ilkeler getirilse de, içerikle başka kullanıcıların şeref ve haysiyeti, mesleki ve ticari itibarı, sırları, ad, ses ve resmi, özel hayatı kişisel verileri gibi hak ve değerlerine saldırılar gerçekleşebilmektedir. [3]


Sosyal medya platformlarında kullanıcılar tarafından paylaşılan içerikler nedeniyle en çok karşılaşılan ihlal şekli, içeriğin hakaret, tehdit veya iftira niteliği taşımasıdır. Atılan tweetler, blog yazıları, görüşler kişilerce aşağılayıcı, incitici, küçültücü olabilmektedir.

Ayrıca müstehcen unsurları barındıran veya cinsel içerikli taciz mesajları da kişilerin manevi bütünlüğünü ihlal edebilmektedir.


İÇERİĞİN SİZE AİT OLMAMASI YETMİYOR, “RETWEET” DE SORUMLULUK DOĞURUYOR.



Sosyal medyada size ait içeriklerle bir başka kişinin kişilik haklarını ihlal ettiğinizde sorumluluğunuzun doğacağı tartışmasızdır.

İhlal niteliğindeki paylaşımların size ait olmaması, sizin yalnızca retweet etmiş ya da herhangi bir yolla paylaşımını kolaylaştırmış olmanız durumunda dahi sorumluluğunuz devam ediyor. 

Başkasına ait içerikten sorumlu olunamayacağı kural olsa da sonuç biçiminden içeriğin benimsendiği, söz konusu içeriğe ulaşılmasının amaçlandığı açıkça belli ise başkasına ait ihlal içeren paylaşımlardan da sorumluluk gündeme gelecektir. 
Sosyal medya aracılığıyla tehdit, hakaret, iftira gibi eylemlerde bulunulduğunda kişilik değerleri zarar görür.
Paylaşılan içerik nedeniyle 27.03.2015 tarihinde kabul edilen 6639 sayılı Kanun’un 29. maddesi ile 5651 sayılı Kanun’a yeni bir madde eklenmiştir. Bu madde kapsamındaki suça konu internet içeriklerini oluşturanlar ile retweet edenler hakkında Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulacak, içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesine karar verilecektir. 
Madde kapsamındaki suça konu içerikler ise yaşam hakkı, kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması, milli güvenlik, kamu düzeninin korunması, genel sağlığın korunması olarak sayılabilir. 

Güvenlik Sorunları Nedeniyle İhlaller

Sosyal medya hizmet sağlayıcıları, sosyal medya platformunun güvenli kullanımı için yeterli ve gerekli düzeyde güvenlik önlemi almakla yükümlüdür. Ancak yine de en yaygın ve güvenilir atfedilen sosyal medya platformlarının bile hacklendiği, kullanıcı bilgilerinin ele geçirildiği bilinen bir gerçektedir.

Güvenlik sorunları nedeniyle ihlaller sonucunda saldırıya uğrayan en önemli kişilik değeri “kişisel verilerdir”. Kullanıcıların kişisel verileri, profil bilgileri, şifreleri bu verilerin büyük bir çoğunluğudur. Bu ihlallerde kişisel verilerin gizliliği ihlal edildiği gibi kişinin rızası dışında fotoğrafı, adı soyadı kullanımı da ayrıca kişilik hakları da ihlal edilmiş oluyor. 

Aynı şekilde güvenlik sorunu ihlalleri nedeniyle kişilerin banka hesap bilgilerine ulaşılabiliyor ve neticede ihlaller dolandırıcılık suçuna kadar gidebiliyor olmaktadır. 


Bilişim Suçları Nedeniyle İhlaller 


Sosyal medya platformlarında çokça rastlanan bir diğer durum ise kimlik hırsızlığı olarak da bilinen başkalarının hesaplarının ele geçirilmesidir.

Kullanıcıların üyelik ve profil hesaplarının üçüncü kişiler tarafından sosyal medya platformundaki şifrelerin kırılarak ele geçirilmesi bilişim suçudur. 

TCK’nın 243. maddesi hukuk aykırı olarak bilişim sistemine girme ve kalma suçunu düzenlemektedir. 

TCK’nın 244. maddesi ise bilişim sisteminin işleyişinin engellenmesi, bozulması, bilişim sistemindeki verilerin yok edilmesi, değiştirilmesi, erişilmez kılınması vb. eylemleri suç olarak saymıştır. 

Sosyal medya platformunda gerçekleşen haberleşmenin üçüncü kişilerce başkalarına sosyal medya platformu üzerinden duyurulması ise TCK m.124 ve m.132 çerçevesinde haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturmaktadır. 

Kişiler arasındaki konuşmaların taraflardan herhangi birinin rızası dışında dinlenerek kayda alınması ve sonrasında bu verilerin hukuka aykırı olarak sosyal medya platformlarında ifşa edilmesi de kişiler arası konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun nitelikli hali olarak TCK m.133/3’de düzenlenmiştir.


Özetle sosyal medyada karşılaşan hak ihlalleri; hakaret, tehdit, özel yaşamın gizliliğinin ihlali, siber zorbalık, haksız rekabet olarak sayılabilir. 



HAK İHLALLERİNE KARŞI TAZMİNAT DAVASI


Hukuk sistemimizde bireylerin kişilik hakkını muhafaza edebilecek çok çeşitli korunma yolları öngörülmüştür. Medeni Kanun, Borçlar Kanunu, Ceza Kanunu ve Basın Kanunu gibi kanunlarla kişilik hakkı güvence altına alınmıştır. 

Medeni Kanun çerçevesinde kişilik hakları ihlal edilen kişiler; Önleme Davası, Durdurma Davası, Tespit Davası, Maddi ve Manevi Tazminat Davası açabilecektir. 

Maddi tazminat davası için hukuka aykırılık, kusur ve malvarlığında bir zararın meydana gelmesi şarttır. 

Örneğin sosyal medya paylaşımları ile bir işletmenin iflasına veya müşteri kaybına sebep olmak, kişilerin özel hayatını ihlal eden fotoğrafları paylaşmak, kişiyi toplam nazarında değersizleştirmek ya da işini kaybetmesine sebep olmak maddi zararın doğduğu bazı durumlardır. [4]

Manevi tazminat davasında ise bireyin kişilik haklarına saldırması dolayısıyla duyduğu elem ve ıstırabın hukuki bir yolla tatmin edilmesi amacı hedeflenir.

Yargıtay da karşılaştığı uyuşmazlıklarda, şartlar sağlandığı takdirde kişilik haklarına yönelik saldırılardan dolayı manevi tazminata hükmetmiştir. Örneğin Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2014 tarihli bir kararında [5]; davacı, davalının Twitter isimli sosyal medya sitesinde kendisine hakaret ettiğini ileri sürerek manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalının yetki itirazında bulunması üzerine Yargıtay, haksız fiilde zararın doğduğu yerin de yetkili olduğunu, Twitter’ın dünya çapında bir sosyal ağ olması sebebiyle yayının ulaştığı her yerde zararın gerçekleştiğini kabul ederek davacının manevi tazminata hak kazandığını belirtmiştir. 

Türk Borçlar Kanunu kapsamında ise kişilik hakkı ihlal edilen kişiler Medeni Kanunda öngörülen davalarla beraber; haksız fiil tazminatı, haksız rekabetten kaynaklanan zararların tazminini de isteyebilecektir. 

Önemle belirtilmelidir ki kişilik haklarının ihlalinden kaynaklı tazminat davalarının TBK kapsamında açılabilmesi, “kusur” şartının varlığına bağlıdır. Tazminat şekli aynen veya nakden olabilmektedir, bu konuda takdir hakimdedir. Yine tazminat miktarı belirlenirken de durumun gereği ve özellikle kusurun ağırlığı göz önüne alınacaktır. 

Sosyal medyada yapılan paylaşımlarla, güvenlik sorunlarının ihlali ya da bilişim suçlarının işlenmesiyle kişilik haklarınıza zarar verildiğini düşünüyorsanız Ankara’da Tazminat Hukuku alanında çalışmalar yapan avukatımız ile buradan iletişime geçebilirsiniz. 

Sağlıklı günler dileriz. 

#ankara avukat   #basın hukuku   #hukuki danışmanlık


[1]Yasemin BAŞMANAV, Medya Yoluyla Kişilik Hakkı İhlallerinde Maddi Tazminat Davası, Sakarya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Temmuz 2013
[2] Mine KAYA, Sosyal Medya ve Sosyal Medyada Üçüncü Kişilerin Haklarının İhlali, TBB Dergisi, Temmuz 2015
[3] Mine KAYA, Sosyal Medya ve Sosyal Medyada Üçüncü Kişilerin Haklarının İhlali, TBB Dergisi, Temmuz 2015
[4] Meryem SOLMAZ, Sosyal Medyada Kişilik Hakları İhlalleri ve Korunma Yolları, Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Aralık 2017
[5] Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2014/13098 E. 2014/17547 K. 22.12.2014