İŞTİRAK NAFAKASI 


Medeni Kanun’un 185.maddesinin f.2 hükmüne göre eşler, aile birliğinin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdür. 

Ana ve baba, çocuklarının bakımı, gözetimi, korunmaları ve eğitilmeleri ile yükümlüdür. 

Bahsettiğimiz çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi ödevi, evlilik birliği içinde hem anne hem de babanın ortak yükümlülüğü iken boşanma ile çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi ödevi velayeti kendisine bırakılan ana ya da babaya ait olur. Diğer eş ise bu ödevlerin gerektirdiği giderlere maddi gücü oranında katılmakla yükümlü olur.

İşte velayet hakkına sahip olmayan ana veya babanın çocuğun bakımı ve eğitimi dolayısıyla yapılan giderlere katkı olarak verdiği nafakaya, iştirak nafakası denir. 

İştirak nafakası, boşanmanın çocuklarla ilgili sonuçlarından biridir. 

Medeni Kanun’a göre koşulları oluştuğunda çocuklara verilebilecek 3 tür nafaka vardır:


  1. Tedbir nafakası
  2. İştirak nafakası
  3. Yardım nafakası.
Bu nafakalardan yardım nafakası, ergin olan yani 18 yaşını doldurmuş çocuklar için ödenirken, tedbir ve itiraf nafakaları ergin olmayan, 18 yaşının altındaki çocuklar için ödenir. 

Boşanma davası sürerken çocuğun bakım ve yetiştirilmesi için ödenen nafakaya tedbir nafakası, boşanma ile birlikte ödenen nafakaya ise iştirak nafakası denir.


İŞTİRAK NAFAKANIN KAPSAMI 


Kanunda iştirak nafakasından bahsedilirken çocuğun bakım ve eğitim giderlerinden söz edilmiştir. Peki çocuğun bakım ve eğitim giderleri tam olarak nelerdir?

Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Bu giderleri;


-Yiyecek giderleri,
-Giyecek giderleri,
-Barınma giderleri,
-Sağlık giderleri,
-Dinlenme giderleri,
-Eğitim, öğretim giderleri,
-Harçlık,
-Ulaşım giderleri, olarak sayabiliriz. 


Barınma giderlerine çocuğun kalmakta olduğu ev, yurt, pansiyon giderleri de dahildir. 

Çocuk özel bakıma muhtaç ise devamlı tedavi görüyorsa hakim bu konuda gerekli gördüğü halde bilirkişi incelemesi yaptırarak çocuğun sağlık giderlerini belirlemelidir.

Nafaka miktarının belirlenmesi hususunda özellikle sağlık giderlerinin tümünün kapsanması önemlidir. Ayrıca sağlık giderlerine çocuğun tedavi ve rehabilitasyon giderleri ile kullanmak zorunda olduğu sağlık araç ve gereçleri de dahildir. 

Dinlenme giderlerine örnek olarak çocuğun tatil ve seyahat giderlerini gösterebiliriz. Ancak örneğin çocuğun piyanı, dans vs. Kurslarının zorunlu ihtiyaçlardan olmadığı gözetildiğinde bu giderlerin iştirak nafakasına dahil edilmesi mümkün değildir.[1]

Çocuğun eğitim ve öğretim giderleri ise bir diğer önemli hususlardandır. Örneğin çocuğun devam ettiği okul ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak makul ve gerçekçi sınırlar içinde kalarak okulun yıllık giderlerinin belirlenmesi gerekir.

Bahsettiğimiz okul giderlerine; servis, yemek, kurs vb. ücretleri de dahildir. [2]

Ayrıca iştirak nafakasının takdirinde çocuğun eğitim, öğretim giderleri dikkate alınmalı ise de istek olmaksızın iştirak nafakasından ayrı olacak şekilde “okul, dershane, servis, yemek, okul giysisi, okul eğitiminde ilişkin tüm araç ve gereç vs. Şeklinde tüm okul giderlerinin karşılanması” yönünde hüküm kurulamaz. [3]Bu konuda ayrıca tarafların talebi olmalıdır. Medeni Kanun’a göre velayet kendisine verilmeyen eş çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Bu nedenle iştirak nafakası, mahkeme tarafından kendiliğinden verilir. 


İŞTİRAK NAFAKASI DAVASI 


Medeni Kanun’un 329. hükmünde çocuğun bakım ve eğitim giderlerini karşılama zorunluluğu dava konusu edilmiştir. 

Buna göre çocuğun bakımı, eğitim ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından yapılmadığı takdirde, giderlere katılmayan ana ve babaya karşı nafakası davası açılacaktır. 

İştirak nafakası davası küçüğe fiilen bakan ana, baba, kayyım, vasi veya ayırt etme gücüne sahip küçük tarafından, diğer ebeveyne veya iflas idaresine karşı açılabilir. Burada önemli olan çocuğun ergin veya kısıtlı ergin çocuk olmamasıdır. Ergin veya kısıtlı ergin çocuklar için iştirak nafakası talep edilemez. 

Ergin olan çocuk koşulları varsa usulüne uygun bir dava açarak, yardım nafakası talep edebilir. 

Belirttiğimiz gibi iştirak nafakasının, talep olmaksızın kendiliğinden mahkeme tarafından verilmesine hükmedilmektedir. Ancak bu durum sadece boşanma davası ile birlikte velayetin düzenlenmesi istemi için geçerli olup boşanma davasından sonra açılacak davalarda istem olmazsa iştirak nafakasına re’sen hükmedilmez. 

Önemle belirtilmeli ki boşanma davasında veya velayetin değiştirilmesi davalarında iştirak nafakası istenmemiş olması sonradan istenmesine engel değildir. 


İŞTİRAK NAFAKASI KARARI


İştirak nafakası, boşanmanın fer’i nitelikte olduğu için boşanma kararı kesinleşmeden karşı taraftan talep edilemez.

Bir diğer ifade ile boşanma ilamı ile hükmedilen iştirak nafakası, ilam kesinleşmeden icra takibine koyulamaz. 

Elbette boşanma davası kesinleşmişse iştirak nafakasına da hükmedilmez. [4]


İŞTİRAK NAFAKASI İADE EDİLEBİLİR Mİ?


İştirak nafakasının kural olarak iadesi mümkün değildir.

Yine çocuğa fiilen eşi, kan kısmı, kayın kısmının bakmış olması, ahlaki bir görevin ifası niteliğinde olduğu için sarf edilen bu bakım giderleri de istenemez.

Ancak soy bağının reddi halinde durum farklıdır. Soy bağının reddi kararının kabulüne ilişkin kararın kesinleşmesi ile anasına kalan çocuk için ödenen iştirak nafakasını, soy bağını reddeden erkek geri isteyebilir. [5]


İŞTİRAK NAFAKASININ SÜRESİ 


İştirak nafakasının boşanma kararı ile birlikte verilmesi kuraldır.

Ayrıca koşulları varsa her zaman değiştirilmesi için dava açılabilir. 

Çocuk doğmadan iştirak nafakası verilemeyeceği gibi soy bağı kurulmadan da iştirak nafakası verilemez. 

Doğal olarak iştirak nafakasının başlangıç anı, boşanma davasının kesinleştiği andır. Boşanma kararı içinde iştirak nafakası verilmemişse, velayet kendisine bırakılan eş her zaman için açacağı bir dava ile iştirak nafakasını talep edebilir. Bu halde iştirak nafakasını başlangıç tarihi, sonradan açılan davanın açıldığı tarihidir. [6]

İştirak nafakasının değiştirilmesi halinde ise yeni verilecek iştirak nafakasının başlangıç tarihi, değiştirme davasının kesinleştiği tarih olacaktır. [7]

Yukarıda belirtildiği üzere çocuk doğmadan iştirak nafakası verilemez.

Bu nedenle örneğin çocuk, boşanma davası sürerken doğmuşsa, çocuğun yararı gereği doğum tarihinden itibaren tedbir nafakası adı altında nafaka verilmelidir. 

Ayrıca velayeti eylemli olarak kullanmayan taraf da iştirak nafakası alamaz. Bu nedenle boşanma kararı kesinleşmiş ancak çocuk daha sonra teslim alınmışsa, nafakanın alınmaya başlayacağı tarih boşanma kararının kesinleştiği tarih değil çocuğun teslim alındığı tarihtir. Ancak teslim alma iradi olmayan sebeplerle gecikmişse, bu halde iştirak nafakasını başlangıç tarihi boşanma kararının kesinleştiği tarihtir. 

Velayetin değiştirilmesi halinde ise velayetin değiştirilmesine dair kararın kesinleştiği tarihten itibaren iştirak nafakasına hükmedilir. 


İŞTİRAK NAFAKASININ SONA ERMESİ


Velayetin kullanılması kendisine bırakılmayan eş gücü oranında çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılmak zorundadır. Velayetin kaldırılması halinde bile ana ve babanın çocuklarının bakım ve eğitim giderlerini karşılama yükümlülüğü devam eder. Çocuğun gerek bakımı gerek eğitilmesi için gereken giderleri yapmak ödevi ana ve babanın velayet haklarına bakılmaksızın kendilerine verilmiş bir ödevdir. Bu nedenle iştirak nafakasının kaldırılması talep edilemez. [8]

Peki hangi hallerde iştirak nafakası ortadan kalkar?

İştirak nafakası verilen çocuk ölmüşse, iştirak nafakası kendiliğinden çocuğun ölüm tarihi itibariyle sona erer.

Elbette nafaka borçlusunun ölümü halinde de ölüm tarihi itibariyle iştirak nafakası sorumluluğu kendiliğinden sonra erer. 

Yine küçücüğe erginliğe ulaşması ile de bir mahkeme kararı olmaksızın iştirak nafakası kendiliğinden kalkar. Bu halde ergin çocuk, kendisi için yardım nafakası davası açabilir. 

İştirak nafakası verilen çocuğun evlat edinilmesi halinde ise asıl ana ve babaya ait bakma ödevi ortadan kalkmaz, ikinci plana düşer.

Evlat edinen bakım ödevini yerine getiremeyecek durumda ise, evlatlığın asıl ana ve babasını bakım ödevi devreye girer. Yine iştirak nafakasından feragat edilmesi halinde de nafaka yükümlülüğü feragat tarihinden itibaren kendiliğinden ortadan kalkar. 

İştirak nafakasının kaldırılması tarafça talep edilemezken durumun değişmesi halinde hakim tarafından yeniden belirlenmesi veya kaldırılması mümkündür. 


İŞTİRAK NAFAKASININ BELİRLENMESİ 


Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. İştirak nafakasını yeterli geliri olan ana ve baba vermelidir.

Bir diğer ifade ile yoksul olan ana ve baba iştirak nafakası ödememektedir. 

Yargıtay’ında sıklıkla altını çizdiği üzere “Ülke ve dünya gerçekleri bir yana bırakılmadan aşırılığa kaçmadan doğru, makul ve gerçekçi sınırlar içinde kalmaya özen gösterilmelidir.”

Bir diğer kriter ise çocuğun alıştığı yaşama şeklinin dikkate alınmasıdır. 


Detaylı bilgi ve hukuki yardım almak için bizimle buradan iletişime geçebilirsiniz.


[1] GENÇCAN, Ömer Uğur, Nafaka Hukuku, Yetkin Yayınları, 2021, s.384
[2] YARGITAY 2. Hukuk Dairesi, 25.03.2009, 17929-5547
[3] YARGITAY 2. Hukuk Dairesi, 08.05.2014, 2014/3382 E. 2014/10737 K.
[4] YARGITAY 2. Hukuk Dairesi, 17.02.2004, 606-1788.
[5] YARGITAY 2. Hukuk Dairesi, 16.07.2007, 9268-11260.
[6] YARGITAY 2. Hukuk Dairesi, 05.05.2014, 2014/3383 E. 2014/10304 K.
[7] YARGITAY 2. Hukuk Dairesi, 04.02.2002, 17696-1211.
[8]GENÇCAN, Ömer Uğur, Nafaka Hukuku, Yetkin Yayınları, 2021, s.407.